Novo Nordisk, Klinik Araştırma Yatırımlarını İkiye Katlayarak Türkiye’den Geleceğe Yön Veriyor
Globalde 100 yılı aşkın, Türkiye’de 30 yıllık bir geçmişe sahip sıhhat şirketi Novo Nordisk, 20 Mayıs Dünya Klinik Araştırmalar Günü kapsamında açıklamalarda bulundu. Novo Nordisk, hem Türkiye’de yürüttüğü bölgesel klinik çalışmalar hem de global Ar-Ge stratejileriyle önemli kronik hastalıklarla uğraşta bilimsel liderliğini sürdürüyor.
Türkiye, Novo Nordisk’in Klinik Araştırma Üssü Konumunda
Novo Nordisk’in 2018 yılında Türkiye’yi Klinik Araştırmalar Bölgesel Merkezlerinden biri olarak konumlandırması, Türkiye’yi yalnızca bir uygulayıcı değil, birebir vakitte bölgesel bir uyum noktası haline getirdi. Bugün Türkiye merkezli bu yapı, Cezayir, Fas, Lübnan, Mısır, Umman ve Suudi Arabistan dahil olmak üzere toplam 7 ülkedeki klinik araştırmaları koordine ediyor. Bölgesel merkez yapısı, Türkiye’deki tecrübeli takımların, operasyonel altyapının ve memleketler arası araştırmalara uyumlu çalışma sisteminin bir sonucu olarak faaliyet gösteriyor.
2024 yılı prestijiyle sadece Türkiye’de 570 doktor ve 462 hastayla 23 milletlerarası nitelikli klinik araştırma yürütüldü. Son 5 yılda bu sayı toplamda 822 tabip ve 1838 hastaya ulaştı. Novo Nordisk, bu çalışmalar sayesinde hastalara en gelişmiş tedavilere erken erişim sunarken, sıhhat profesyonellerine de yenilikçi ilaçlarla ilgili erken hasta tecrübesi kazanma imkânı sağlıyor.
Ar-Ge’ye Büyük Yatırım: Bilimsel Büyümenin Temeli
Novo Nordisk, her yıl küresel satışlarının yaklaşık %16’sını Ar-Ge’ye ayırarak bu alanda dünyanın en çok yatırım yapan şirketlerinden biri pozisyonunda. Türkiye’deki yatırımlar da bu büyümenin bir modülü. Şirket 2024 yılında Türkiyede gerçekleştirdiği klinik çalışmalar için yatırımlarını bir evvelki yıla oranla iki katına çıkardı.
Novo Nordisk’in Türkiye’de yürüttüğü araştırmalar; diyabet, obezite ve az hastalıkların yanı sıra kardiyovasküler hastalıklar (KVH), Alzheimer ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması (MASH) üzere yüksek oranda karşılanmamış tedavi gereksinimlerine sahip alanları da kapsıyor.
Novo Nordisk Türkiye Kıdemli Klinik, Medikal ve Ruhsatlandırma Yöneticisi Dr. Ömer Buğra Bahadır, “Klinik araştırmalar, yalnızca yeni ilaçların geliştirilmesini değil, birebir vakitte daha geniş bir hasta kitlesine umut olmayı da tabir ediyor. Türkiye’deki klinik araştırma altyapımız, hem memleketler arası standartlarda bilimsel üretime hem de yerli sıhhat ekosistemine katkı sağlıyor. Bilimi merkezimize alarak sıhhatte sürdürülebilir tahliller sunmayı sürdüreceğiz” dedi.
Global İştiraklerle Geleceği İnşa Etmek: Septerna İş Birliği
Novo Nordisk’in bilimsel gücünü pekiştiren adımlardan biri de şirketin son yıllarda gerçekleştirdiği Ar-Ge iş birlikleri ve stratejik yatırımlarının bir kesimi olan, yakın periyotta duyurulan Septerna ile stratejik iştiraki oldu. Bu muahede, bilhassa obezite ve tip 2 diyabet üzere kardiyometabolik hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere oral küçük moleküllü ilaçlar geliştirmeyi hedefliyor.
Septerna’nın G proteinine bağlı reseptör (GPCR) uzmanlığı ile Novo Nordisk’in metabolik hastalıklar alanındaki liderliği birleşerek; GLP-1, GIP ve glukagon reseptörlerini hedefleyen çok sayıda aday molekül üzerinde ortak araştırma yürütülmesini mümkün kılıyor. Novo Nordisk, bu iş birliği kapsamında 2,2 milyar ABD doları meblağında yatırım taahhüdünde bulunuyor.
Bilimle Büyüyen Gelecek
Bugün Novo Nordisk, 60 ülkede yürütülen 195 klinik çalışma ile 10.600’den fazla araştırmacı ve 39.000’den fazla hastaya ulaşıyor. Türkiye bu yapının kıymetli bir modülü olarak, sırf bölgesel değil global sıhhat tahlillerinin geliştirilmesinde de stratejik bir pozisyona sahip.
Klinik araştırmalar sayesinde sadece yeni tedaviler geliştirmekle kalmayıp, birebir vakitte hastalıkların seyrini değiştiren tahlilleri topluma kazandıran Novo Nordisk, sağlıklı bir geleceği bilimle inşa etmeye devam ediyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
