“Göçmen İşgücü, Türkiye’nin Ekonomik Büyümesinde Stratejik Bir Fırsattır”

Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi (KOSAM), göçmen işgücünün Türkiye iktisadına tesirlerini tahlil eden kapsamlı bir rapor yayımladı. “Göçmen İşgücünün Ekonomik Tesirleri: Türkiye’de İstihdam, Büyüme ve Siyaset Önerileri” başlıklı çalışma, göçmenlerin işgücü piyasasına entegrasyonunun Türkiye’nin rekabet gücü ve sürdürülebilir kalkınması için kritik bir fırsat olduğunu ortaya koyuyor.

KOSAM tarafından hazırlanan rapor, Türkiye’nin göçmen işgücüne dair potansiyelini tekrar kıymetlendirme açısından kritik değere sahip. Raporda, nitelikli göçmen işgücünün gerçek siyasetlerle yönlendirilmesi durumunda Türkiye’nin üretim, istihdam ve rekabet gücünde kıymetli bir sıçrama oluşturabileceği vurgulanıyor. Bu kapsamda hazırlanan çalışma, göçün sırf toplumsal bir problem değil, birebir vakitte ekonomik kalkınma için stratejik bir enstrüman olduğunu ortaya koyuyor.

Raporda öne çıkan bulgulara nazaran:

• Göçmen personeller, özellikle tarım, inşaat, imalat ve hizmet sektörlerinde Türk vatandaşlarının doldurmadığı istihdam açığını kapatıyor.
• Kayıtlı istihdamda çalışan göçmenler, lokal ekonomiye vergi ve toplumsal güvenlik katkısı sağlıyor; kayıt dışılık azaldıkça bu katkı artıyor.
• Suriyeli girişimcilerin Türkiye’de kurduğu 4.000’den fazla şirket, ihracat ve yatırım ağlarını güçlendiriyor.
• Ancak hukuki belirsizlikler ve kayıt dışı çalışma, göçmen işgücünün potansiyelini sonlandırıyor.

“Akredite Göçmen Vizesi ve Sektörel Kota Modeli Şart!”

KOSAM Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Can Başaran, rapora ait değerlendirmesinde şu çarpıcı tespitlerde bulundu: “Türkiye, göçmen işgücünü ‘sorun’ değil, ‘stratejik kaynak’ olarak görmelidir. Dünyada başarılı örnekler incelendiğinde, göçmenlerin iktisada net katkı sağladığı görülüyor. Lakin bu katkıyı maksimize etmek için ivedilikle yapısal adımlar atmalıyız:

1. Akredite Göçmen Çalışma Vizesi: Nitelikli ve niteliksiz işgücü için sektörel muhtaçlığa nazaran düzenlenmiş, süratli ve şeffaf bir vize modeli hayata geçirilmeli.
2. Kayıtlı İstihdam Teşvikleri: Göçmenlerin toplumsal güvenlik primleri için patronlara süreksiz dayanaklar sağlanmalı.
3. Sektörel Kota Sistemi: İşgücü açığı olan dallarda (örneğin turizm, imalat, inşaat, hizmet) denetimli göçmen istihdamı için kota düzeneği kurulmalı.
4. Göçmen Girişimcilik Fonu: Türkiye’de yatırım yapacak göçmenlere mikro kredi ve vergi indirimi dayanağı verilmeli.

Bu adımlar atılırsa, 5 yılda göçmenlerin GSYH’ye katkısı %1,5’a çıkabilir.”

“Küresel Trendler ve Türkiye’nin Fırsat Penceresi”

KOSAM’ın daha evvel yayımladığı “2024 Dünya Ne Konuştu?” ve “2025 Dünya Ne Bekliyor?” raporlarında yer alan bulgulardan bahseden Başaran, demografik dönüşüm ve işgücü hareketliliğinin, global iktisatların en kritik gündem hususlarından biri olduğunu vurguladı. Rapora nazaran Türkiye, coğrafik pozisyonu ve genç nüfusuyla bu süreçten avantaj sağlayabilir. Fakat bunun için; bilgiye dayalı göç siyasetleri, iş dünyasıyla iş birliği içinde sektörel stratejiler ve toplumsal ahengi güçlendiren projeler hayata geçirilmeli.

Başaran “Rapor, göçmen işgücünün Türkiye’deki tesirlerini “sorun odaklı” değil, “fırsat odaklı” ele alan ilk bütüncül çalışmalardan biri olma özelliği taşıyor. Sonuç olarak, göç yönetilirse, büyümenin de tetikleneceğine inanıyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı