Birbirine ihtiyaç duyan kalplerin öyküsü: Ardıç Projesi
Birbirine muhtaçlık duyan kalplerin hikayesi: Ardıç Projesi
İzmir Büyükşehir Belediyesi, birbirleri sayesinde varlıklarını sürdürebilen ardıç ağaçları ve ardıç kuşlarının kıssasından ilham alarak Ardıç Projesi’ni hayata geçirdi. Projeyle, engelli bireyler ve liseli öğrenciler birbirleriyle eşleşerek kendi hikayelerini yazdı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmirli engelli bireylerle lise öğrencilerini buluşturan Ardıç Projesi’ni başlattı. İsmini, ardıç kuşları ve ardıç ağaçlarının birbirine bağlı olarak sürdürdüğü ömür döngüsünden alan projede, engelli bireyler ile öğrenciler seçtikleri şahıslarla eşleşerek kendi hikayelerini yazdı. Partnerlerin tanışma ve ısınma etkinliklerinin akabinde, Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü’nün eğitmenleri tarafından yürütülen seramik atölyesinde birlikte üretmeyi deneyimlediler. 17 lise öğrencisi ve 17 engelli birey, hikaye yazım tekniklerine ait hazırlanan eğitim modülünün akabinde proje partnerleriyle kendi hikayelerini geliştirdi.
Proje, eğitim sürecini de kapsıyor
Ardıç Projesi; yaratıcı düşünme hünerlerini geliştirmeyi, hikaye yazma tekniklerine ait teorik bilgi edinilmesini sağlamayı, birlikte öğrenme ve üretme sürecini deneyimlemeyi amaçlıyor. Eğitim Modülü Oluşturma Grubu, Proje Genel Uyum Grubu, Proje Raporlama Takımı ve şahısların eşleşmesini sağlayan Buddy Grubu olmak üzere toplam 40 lise öğrencisi projede farklı vazifeleri üstleniyor. Ardıç Projesi ile iştirakçiler proje yazma, proje uyumunun sağlanması, eğitim modülünün hazırlanması ve proje raporlama süreçlerine dair bilgiler ediniyor ve bu bilgileri uygulama alanı buluyor.
“Doğanın bize hatırlattıklarının peşinden gidiyoruz”
Proje yürütücüsü Dilan Demir, varlıklarını birbirine borçlu olan ardıç kuşu ve ardıç ağacının öyküsünden esinlenerek projenin ismini belirlediklerini söz ederek “Doğa döngüsünün bize hatırlattığı üzere ortak hayat kültürünü oluşturmak ismine birlikte üretmeyi gaye edindik. Projemizle öğretilmiş yanlışların getirdiği olumsuz önyargıları dağıtmaya çalıştık. Farklılıklarımızın bizim en büyük zenginliğimiz olduğu fikrinden hareketle bir ortada ömrün getirdiği hoşlukları yaşamayı seçtik. Bizi birbirimizle eşitleyen bedelleri keşfettik. ‘Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz’ derler. Biz bu kıssada ‘Ben, biz olduğumuz için ben olurum’ diyebilmeyi öğrendik. Bizler, bu proje kapsamında bu hayatı birlikte güzelleştirmeyi ve manalı kılmayı seçtik ve yeni kıssalarda, yeni beşerlerle karşılaşmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
Ardıç kuşu ve ardıç ağacının hikâyesi
Aynı isme sahip tabiatın iki kesimi olan ardıç kuşu ve ardıç ağacının münasebeti, isim benzerliğinden çok daha fazlasını kapsıyor. Ardıç kuşlarına konut sahipliği yapan ardıç ağaçları, ardıç kuşları sayesinde varlıklarını sürdürebiliyor. Ardıç ağaçları da her ağaç üzere tohumlara sahip olsa da bu tohumlar yalnızca ardıç kuşunun varlığında üremeyi sağlıyor. Ağaçtan dökülen tohumları yiyen kuşların sindirim sisteminde kabukları açılan tohumlar, bu sayede işlerlik kazanıyor. Kuşların dışkılarıyla yine toprağa karışan tohumlar kolaylıkla çimlenebiliyor. Tabiatın bu harika ahengi sayesinde jenerasyonunu devam ettiren ardıç ağacı, birçok medeniyette de şifa kaynağı olarak görülüyor ve kutsal kabul ediliyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
