“İlhan veren adımlar buluşması” 3 yaşında
“İlhan veren adımlar buluşması” 3 yaşında
DR. DİLEK KAYA İMAMOĞLU’NDAN ‘8 MART’ İHTARLARI:
BİR HAFTA BOYUNCA SESİNİZİ ÇIKARIP, SONRA LÂL OLUYORSANIZ; BİR MANASI YOK
KADIN HAKLARI GAYRETİ KİMSENİN VİCDAN AKLAMA ARACI, İMAJ YARATMA MATERYALİ DEĞİLDİR, OLAMAZ
EKREM İMAMOĞLU: BAYANLARIN GÜCÜ TOPLUMUN GÜCÜDÜR
GÜÇLÜ BİR BİÇİMDE BAYAN HAKLARI SAVUNUCUSU OLARAK YOLUMA DEVAM EDECEĞİME, HEPİNİZİN HUZURUNDA KELAM VERİYORUM
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen “İlham Veren Adımlar Buluşması” etkinliğinde, projenin fikir öncüsü akademisyen ve sivil toplum gönüllüsü Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ile TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu birer konuşma yaptı.
“Hep birlikte yeni bir hayata, yeni bir umuda, yeni bir öykü yazmaya muhtaçlığımız var” diyen Dr. İmamoğlu, “Her yıl 8 Mart haftasında, her platformda bayanlara yönelik konuşmalar yapılıyor. Televizyonlarda bayanların gönlünü beğenilen edecek programlar, reklamlar dönüyor. Herkes bir haftalığına, adeta bayan haklarının en güçlü savunucusu kesiliyor. Bir hafta boyunca sesinizi çıkarıp, sonra lâl oluyorsanız; bir manası yok. Bir hafta boyunca bayan haklarına yönelik reklam sinemaları yayınlayıp, yıl uzunluğu bayan çalışanlarınızın hakkına giriyorsanız; bir manası yok. Bayana yönelik şiddete bir hafta lanet edip, sonrasında bu hususta hiçbir adım atmıyorsanız; bir manası yok. Bayan hakları gayreti kimsenin vicdan aklama aracı, imaj yaratma materyali değildir, olamaz” ikazlarında bulundu.
“Kadınların gücü, toplumun gücüdür” diyen Ekrem İmamoğlu da “Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği üzere, ‘Şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey bayanın eseridir’ kelamı, sahiden çok kıymetlidir. Bu manada, bu mübarek Ramazan ayında, rahmet ve bolluk için dua ederken, soframızdaki rahmetin artmasını, ailemizdeki huzurun artmasını, memleketimizdeki huzurun, kardeşliğin artmasını anlatırken, elbette ki bunun yolunun ve bu ülkede bayan erkek eşitliğinden geçtiğini asla unutmayarak, bugünkü misyonlarımızda ve yarın var olacak misyonlarımızda, güçlü bir biçimde bayan hakları savunucusu olarak yoluma devam edeceğime, hepinizin huzurunda kelam veriyorum” tabirlerini kullandı.
ŞİŞLİ / İSTANBUL
Akademisyen ve sivil toplum gönüllüsü Dr. Dilek Kaya İmamoğlu’nun öncülüğünü yaptığı, toplumda cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda farkındalığı artırmak hedefiyle bu yıl üçüncüsü düzenlenen “İlham Veren Adımlar Buluşması”, CHP Genel Lider Yardımcıları Zeliha Aksaz Şahbaz, Volkan Demir, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımlarıyla gerçekleştirildi. Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Salonu’nda düzenlenen aktiflikte, Dilek ve Ekrem İmamoğlu çifti birer konuşma yaptı. 8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Günü kapsamında düzenlenen aktiflikte konuşan Dr. İmamoğlu, “Toplumsal cinsiyet eşitliği ve bayan hakları yalnızca ülkemizin sorunu değil. Kadın hakları, ne yazık ki dünyanın her yerinde, çok büyük bir uğraş alanı olmaya hala devam ediyor” dedi.
DR. DİLEK KAYA İMAMOĞLU: “KADINLARIN YAŞADIKLARINI, BİZ BAYANLAR ANLIYORUZ”
8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Günü’nü, “Tüm dünya bayanları için hayatın her alanında eşit bir biçimde var olmak, hak ve özgürlüklerini elde etmek için verilen çabanın en güçlü simgelerinden biri” kelamlarıyla tanımlayan Dr. İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Günü’nü biz bayanlar, her yıl neden mi büyük bir coşkuyla kutluyoruz? Zira bayan haklarının kıymetini, hayatın her günü yaşadıklarımızla biz biliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonuçlarına her gün biz katlanmak durumunda kalıyoruz. Meskende, iş yerinde, sokakta, hayatın her alanında bizler eşitsizlikle karşı karşıya kalıyoruz. Eğitim sıralarından koparılan, erken yaşta evlendirilen, taciz edilen, şiddete uğrayan kız çocuklarının, bayanların haberlerini aldığımızda bizler kahroluyoruz. Zira o bayanların yaşadıklarını, en uygun biçimde, yalnızca ve yalnızca biz bayanlar anlıyoruz. O nedenle biz, her 8 Mart’ı coşkuyla ve bunun yanında da haklı bir öfkeyle kutlamaya devam edeceğiz. Newton’un etki-tepki yasası şöyle der: ‘Her tesire karşılık eşit ve zıt istikamette bir reaksiyon vardır.’ Bayan hakları gayreti de işte bu türlü bir çabadır. Bayana yönelik baskı, şiddet, eşitsizlik arttıkça bayanların hak gayreti de artmaya devam edecektir. Her 8 Mart’ta bayanların sesi daha güçlü ve gür çıkacaktır.”
“KADIN HAKLARI GAYRETİ KİMSENİN VİCDAN AKLAMA ARACI DEĞİLDİR, OLAMAZ”
“Her yıl 8 Mart haftasında, her platformda bayanlara yönelik konuşmalar yapılıyor. Televizyonlarda bayanların gönlünü beğenilen edecek programlar, reklamlar dönüyor. Herkes bir haftalığına, adeta bayan haklarının en güçlü savunucusu kesiliyor. Tüm bunların bayan haklarıyla ilgili farkındalık yaratmak ismine çok bedelli olduğunu bilmekle birlikte, şunu da söylemek isterim: Bir hafta boyunca sesinizi çıkarıp, sonra lâl oluyorsanız; bir manası yok. Bir hafta boyunca bayan haklarına yönelik reklam sinemaları yayınlayıp, yıl uzunluğu bayan çalışanlarınızın hakkına giriyorsanız; bir manası yok. Bayana yönelik şiddete bir hafta lanet edip, sonrasında bu hususta hiçbir adım atmıyorsanız; bir manası yok. Bayan hakları gayreti kimsenin vicdan aklama aracı, imaj yaratma gereci değildir, olamaz. Bayan hakları çabası, yalnızca telaffuzda kalmamalı, kişinin hayattaki her hareketine her vakit yansımalıdır. Bayan hakları çabası, toplumda topyekun bir zihniyet değişikliğini kabul edip, bu zihniyetle hareket etmek, bu zihniyet değişikliğini topluma yaymak için çalışmaktır.”
“KADIN HAKLARI SIKINTISI, İNSANLIK ONURU MESELESİDİR”
“Bu toplumsal yaygınlığı gerçekleştirmenin en tesirli yolu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik, güçlü bir bayan siyasetinin hayata geçirilmesiyle mümkündür. Bayan hakları sıkıntısını, siyaset ve partiler üstü olarak ele alan, hayatın her alanında eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefleyen bir bayan siyaseti, iştirakçi bir anlayışla hayata geçirilmelidir. Bir siyaset ekseninde, bir yol haritası belirlenmeli ve kamudan sivil toplum kuruluşlarına, medyadan akademiye tüm paydaşlar, bu ortak siyaset çerçevesinde harekete geçmelidir. Gelin, bayan hakları problemini çözmek için güçlerimizi birleştirelim. Devlet, bu hususta öncü olsun. Hepimiz ortak akılla, ortak eforla siyaseti bir yana bırakarak hareket edelim. Zira bayanların özgür ve eşit olmadığı bir dünyada, adaletten kelam etmek; bayan haklarının çiğnendiği bir yerde, insan haklarının korunduğunu söylemek mümkün değildir. Bayan hakları sıkıntısı, bir insan hakları, insanlık onuru sıkıntısıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, demokrasi ve insan hakları için vazgeçilmez bir önkoşuldur. Herkes için adalet ve eşitlik evvel toplumsal cinsiyet eşitliğinden geçer.”
“3 BİN ÜNİVERSİTELİ GENÇ BAYANA BURS VERMENİN MEMNUNLUĞUNU YAŞIYORUZ”
“İstanbul Vakfı ile birlikte, ‘Büyüt Hayallerini’ projesini, toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sunmak gayesiyle başlattık. Bu proje ile kız çocuklarının eğitimine katkı sağlayan bir dayanışma ağı olsun istedik. ‘İlham Veren Adımlar’ kitabıyla da başarılı bayanların öykülerini ve gayretlerini kitaplaştırdık. Bu kitapla kız çocuklarının hayallerini büyüttük. Kitaptan elde ettiğimiz gelirle kız öğrencilerin eğitimlerine katkı sunmaya çalıştık. Bugün geldiğimiz noktada 3 bin üniversiteli genç bayana burs takviyesi vermenin memnunluğunu yaşıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz atölyeler ve etkinliklerle bursiyerlerimizin yanı sıra çok daha fazla genç bayana eşitlik ve emek gayretlerinde takviye oluyoruz. Büyüt Hayallerini Kız Öğrenci Yurdu ile Büyüt Hayallerini Kreşi için de çalışmalarımız devam ediyor. Tüm bunları bağışçılarımızın katkıları olmadan gerçekleştiremezdik. Müsaadenizle buradan tüm bağışçılarımıza yaptıkları çok bedelli katkılar için teşekkür etmek istiyorum.”
“BİZ, UĞRAŞA ALIŞIĞIZ”
“Evet, makûs günlerden geçiyoruz. Tüm dünyada, bilhassa yakın coğrafyamızda savaşlar ve çatışmalarla çevrilmiş durumdayız. Bu istikrarsızlık ortamından da ne yazık ki, tekrar en çok bayanlar, çocuklar, gençler etkileniyor. Dünya, daha keskin bir kutuplaşmaya hakikat yol alıyor. Yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, otoriterliğin öne çıktığı bir periyoda girilmiş görünüyor. Fakat tüm bunlara karşın, bizler umutluyuz. Ne kadar makûs süreçlerden geçsek de insanlık ismine, çocuklar, gençler, bayanlar ismine gayretimizi sürdürmeye kararlıyız. Bu çabayı sürdürmeye kararlı ne kadar çok kişi olduğumuzu görmek, umudumuzu artıyor. Üstelik, bunu başaracak güce de sahibiz. Kâfi ki kendimize ve birbirimize inanalım. Birlik olalım. Dayanışmaya güç katalım. Biz bayanlar, önümüze çıkarılan mahzurları aşabilir, eşitsizliğin karşısında daima birlikte durabiliriz. Biz, uğraşa alışığız. Zira bizim günlerimiz, hayatın en ufak ayrıntılarında bile çaba ederek geçiyor aslında. Bayanlar, bulundukları yerlere önlerine çıkarılan manileri aşarak, cam tavanları kırarak geldiler. Sevgili kız çocukları, bedelli genç bayanlar sizler de bu güce sahip olduğunuzu bilin. Kendinize itimadın. Sizin azminiz karşısında hiçbir güç, hiçbir mani duramaz. Tüm bu eşitsizlikleri daima birlikte beraber ortadan kaldıracağız. Birlikteyiz, daima beraberiz, güçlüyüz. Bayan olmayı çok seviyor, neler başarabileceğimizi de çok güzel biliyoruz. Artık daima birlikte yeni bir hayata, yeni bir umuda, yeni bir öykü yazmaya muhtaçlığımız var.”
EKREM İMAMOĞLU: “BUGÜN İBB’DE, HER KADEMEDE ÇOK GÜÇLÜ BAYANLAR VAR”
Eşinin akabinde mikrofona gelen İmamoğlu da konuşmasına, “Kadınların eşit şartlarda var olması ve toplumsal eşitlik için daha fazla adım atmak, açıkçası benim bu vazife dönemimde en fazla memnunluk duyduğum konuların başında geliyor” kelamlarıyla başladı. İBB olarak, bayan gayretinin ön saflarında olmaları gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, “Çünkü, bayanların eğitimde, iş hayatında, toplumsal ömürde eşit haklara sahip olmasının, sadece bayanlar için değil, toplumun bütünü için çok büyük kazanım olduğunu düzgün biliyoruz. Bu anlayışla, bayanların iş hayatındaki temsiliyetini arttırmak için verdiğimiz gayret, büyük bir dönüşüm sağlamıştır. Evvelden bayanlar, İBB’de yönetici olamıyordu ya da birçok meslekle ilgili kapısını dahi çalamıyordu. Otobüs sürücüsü olmak, itfaiyeci olmak, cankurtaran olmak, denizci olmak üzere konulara kapıları kapalıydı. Bugün ise İBB’de, her kademede çok güçlü bayanlar var. Bayan yöneticiler var. Bayan işçiler var. Farklı meslek kollarında, gelecek kuşaklara örnek olan kaç bayan çalışanımız var” dedi.
“KADIN YÖNETİCİ SAYIMIZI YÜZDE 172 ORANINDA ARTIRDIĞIMIZI GURURLA SÖZ EDİYORUM”
Hiç bayan çalışmayan alanlarda ve İBB genelinde sağladıkları istihdamla ilgili transferlerde bulunan İmamoğlu, “Bugün bayan yönetici sayımızın, 2019’da teslim aldığımızdan bugüne, yüzde 172 oranında artış gerçekleştirdiğini gururla söz ediyorum. Daha evvel hiç bayan yöneticinin olmadığı alanlarda, artık çok sayıda bayan yöneticilerimiz var” bilgilerini paylaştı. İBB tarihinin birinci bayan genel sekreter yardımcısı atamasını da kendilerinin yaptığını kaydeden İmamoğlu, “İBB şirketlerinde, iştiraklerimizde hiç bayan genel müdür yokken, bugün beş iştirakimizin başında genel müdür olarak çok değerli bayan yöneticilerimiz var. Bayanların iş hayatında güçlü bir biçimde var olmasını desteklerken, bilhassa İBB Bayan ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü çatısı altında sunduğumuz toplumsal hizmetlerle de yanlarında olmaya ve gereksinimlerine dönük bir biçimde, İstanbul’umuzun her semtinde güçlü faaliyetleri arttırmaya da devam ediyoruz” diye konuştu. Bayanların gereksinimlerine faaliyet alanlarımızı genişleteceklerini duyuran İmamoğlu, “Merkezlerde sıhhat, eğitim, meslek, hukuksal danışmanlık, kültür, sanat, spor, toplumsal cinsiyet eşitliği üzere birçok alanda sunduğumuz hizmetlerle, bayanların hayatın her alanında desteklenmesi, güçlendirilmesi, ruhsal açıdan sağlıklı bir kent ömrü sürdürmesine ağır bir biçimde katkı sunuyoruz” sözlerini kullandı.
“111 YUVAMIZ İSTANBUL KREŞİYLE BAYANLARIN YÜKÜNÜ HAFİFLETİYORUZ”
İBB’nin bu bahisteki çalışmalarının kısa bir özetini sunan İmamoğlu, özetle şöyle konuştu:
“Kadınların iş gücüne iştiraki, dünya genelinde erkeklerin iştirak oranının ne yazık ki epeyce gerisindedir. Bayanların iş hayatına daha faal iştirak sağlaması, ekonomik özgürlüklerini kazanmaları, bir dizi program ve bu alanda kıymetli adımlar gerektiriyor. İş hayatına bayanların iştirakin önündeki en büyük pürüzlerden birisi de ‘bakım emeğinin’ adaletsiz paylaşımıdır. Bayanlar, çocuk bakım yükünü tek başına omuzlamak zorunda kaldığında, ekonomik hayattan dışlanma riskiyle karşı karşıya kalır. İşte tam da bu noktada İBB olarak, tarihi bir atılım yaparak, çok güçlü yapılarla, 111 Yuvamız İstanbul Çocuk Aktiflik Merkezi’yle, bayanların bu yükünü hafifletiyor, eşit toplum için kıymetli bir adım atıyoruz. Bu sene başı itibariyle, 17 binin üzerinde çocuğumuzun, İBB’nin Yuvamız İstanbul Çocuk Aktiflik Merkezleri’nin tedrisatından geçerek hayata adım atmalarını gururla takip ediyorum. Bu merkezde yalnızca çocuklara inançlı bir eğitim sunmakla kalmıyor, tıpkı vakitte bayanların ekonomik ve toplumsal hayata daha fazla katılabilmesine imkan sağlıyor.”
“KREŞLER; KENTİMİZİN İNSANLARI, ÇOCUKLARI VE BEBEKLERİ İSMİNE EN MEGA PROJEMİZDİR”
“Bu kreşlerimizde bulunan çocuklarımızın, ilerleyen yıllarda, tahminen de muhakkak bir yaş almış olduğumuz periyotta, gazeteyi açtığımızda ya da internetten takip ettiğimizde, dünyada en değerli bir buluşu bulan ya da dünyanın en hoş işlerinden birine imza atan, en yararlı atılımlardan, teşebbüslerinden birini hayata geçiren bir kişinin, bir insanımızın mesleğinde, en başlangıcında Yuvamız İstanbul’dan yola çıktığını görmek, herhalde beni dünyanın en memnun insanı yapacaktır. Onun için kreşler, bizim, İstanbul Büyükşehir Belediyemizin, kentimizin insanları, çocukları ve bebekleri ismine, en mega projemizdir. Bunun altını bir kere daha çizmek istiyorum. Çalışan anneler için güçlendirme alanı olan bu merkezler, iş hayatında bayanların fazla yer almasının sağlandığı üzere, toplumsal cinsiyet eşitliğini de destekleyen çok somut bir adım haline geliyor. Bu manada sayılarını arttırmaya da devam edeceğimizi, şu anda aktif bir biçimde alanda üretimleri, imalatları devam eden onlarca kreşimiz olduğunu da gururla duyurmak istiyorum.”
“KADININ GÜCÜ, TOPLUMUN GÜCÜDÜR”
“Kadınların eğitimi, istihdamı ve eşit hakları yaşama katılması için attığımız her adımın, mutlaka ülkemiz ismine daha güçlü bir gelecek vaadinde bulunduğunu, ancak birebir vakitte daha fazla bayana da umut olmak zorunda olduğumuzun da gerçeğini bize hatırlatıyor. İnanınız ki; bayanın gücü, toplumun gücüdür. Cumhuriyetin birinci yıllarında, çok büyük yokluk içerisinde, ağır emekle birlikte büyük atılımları yapan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, bir yandan çağdaş bir gelecek için ihtilallerini sıra sıra toplumun önüne dizerek, hayatımıza katarken; taşrada, köylerde, insanların kadınıyla, erkeğiyle, çoluğuyla, çocuğuyla, büyük bir emekle ortaya koydukları ve hala o tarihlerdeki büyüme oranlarına, bir an bile erişemediğimizi gördüğümüzde, sıkıntının özünde aslında baktığınızda, aile içerisindeki herkesin üretimde eşit bir biçimde bulunması, her bir formuyla omuz omuza üretmeye, iktisada, endüstriye, yeni atılımlara katkı sunduğunu görmek hiç de sıkıntı olmasa gerek.”
“SANKİ ‘KADININ ÇALIŞMASINA GEREK YOK’ ÜZERE BİR ALGIYA SÜRECİ TAŞIYARAK…”
“Bugün ise, Türkiye’nin ve dünyanın geldiği noktada, kentleşen toplumlarda, işte o gün eşit bir biçimde iş gücünde bulunan insanların yerine, ne yazık ki ‘evde oturan bayan, çalışan erkek’ halinde bir geleneğe bürünmesi, tahminen de fakirleşmemizin, son periyotlarda bilhassa bayana farklı misyonlar yükleyerek, güya ‘kadının çalışmasına gerek yok’ üzere bir algıya süreci taşıyarak, evirerek, böylesi bir yoksulluğun, üretimde az bulunan, toplumun yarısı olan bayanın büyük bir kısmının istihdama ve üretime katılmaması sonucuna evrilen bir nizam içerisinde, tahminen de yoksulluk bedellerinin üste tırmanmasındaki en kıymetli parametre, en değerli tahlile muhtaç sorun olduğunu da altını çizerek sizlere aktarmak isterim. Bayanların gücü, toplumun gücüdür. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği üzere, ‘Şuna inanmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey bayanın eseridir’ kelamı, sahiden çok pahalıdır. Bu manada bu mübarek Ramazan ayında, rahmet ve bolluk için dua ederken, soframızdaki rahmetin artmasını, ailemizdeki huzurun artmasını, memleketimizdeki huzurun, kardeşliğin artmasını anlatırken, elbette ki bunun yolunun ve bu ülkede bayan erkek eşitliğinden geçtiğini asla unutmayarak, bugünkü misyonlarımızda ve yarın var olacak misyonlarımızda, güçlü bir biçimde bayan hakları savunucusu olarak yoluma devam edeceğime, hepinizin huzurunda kelam veriyor, şimdiden 8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Günü’nü kutluyorum.”
GÜÇLÜ BAYANLAR KONUŞTU
Konuşmaların akabinde, Merve Yıldırım’ın moderatörlüğünde düzenlenen oturuma; İnsan İnovasyon Dizayncısı İstek Kaprol, Global Teknoloji lideri Ayşegül İldeniz, atlı zabıta His Bakacak Dağdeviren, İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Itır Erhart ve Akbelen Ormanı için verdiği uğraşla tanınan İkizköy Muhtarı Nejla Işık katıldı. Dünyaca ünlü bilim insanı Canan Dağdeviren’in görüntü bildirisiyle katıldığı aktiflik, “Büyüt Hayallerini” müziğinin okunması ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
